Kaplumbağa Terbiyecisi
Onu, ilk defa, iş için gittiğim bir şirketin duvarında gördüm. Elinde tuttuğu neyi, boynundan sarkan maşası, kafasındaki kavuk ve kırmızı kaftanıyla ilgimi çekti. Yere serpiştirilmiş yeşillikleri yiyen kaplumbağaları izleyen sakallı bir adam figürüydü bu. Resme hakim olan kırmızının ve ışığın kullanımını beğendim, ama asıl sevdiğim gizemli kompozisyonu oldu. Yaşını başını almış, ciddi yüzlü, sakallı bu adamın, elinde ney, boynun da maşayla, kaplumbağalarla ne işi olabilirdi? Bir deli olabileceğini bile düşündüm.
Düşündüğüm olasılıklar içinde, Kaplumbağa Terbiyecisi olabileceği yoktu. Yaratıcısı Osman Hamdi Efendi, hukuk eğitimi için 1860’da gittiği Paris’ten, 12 yıl sonra, bir hukukçu olarak olmasa da, tutkulu bir ressam ve müzeci olarak dönmüş. Paris’te yaşadığı yıllar onu batı etkisinde bırakmış. Dönüş sonrası Osmanlı’daki hayatı, doğu ve batıyı harmanlama çabalarıyla geçmiş. Bu duygu bana bildik geldi. Sevdim bu mücadeleci ressamı. Resimlerinin yanı sıra, güzel sanatların geliştirilmesi ve tarihi eserlerin korunması konusunda ciddi çalışmaları ve hayal kırıkları olmuş. Arkeoloji Müzesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisini kurmuş.
Tablo ise, tam bir sembol zengini. Kahramanın kıyafeti, dervişliğe ait öğelerle dolu. Mevleviliye girmek isteyenler, 18 hizmetten oluşan, 1001 günlük çileden geçermiş. Amaç sabrı öğrenmek, kibri yenmekmiş. Bu gönüllü çekilen çilelerin hepsini daha öğrenemedim, ama tabloyla ilgili olanları şöyle:Sırtında kaplumbağaya benzeyen nesnenin adı ‘Fakir Çanağı’. Derviş adayları bununla, kapı kapı dolaşır, ihtiyaçları olmadıkları halde yiyecek toplarmış.
- Pazara giderken kuşaklarına taktıkları maşa sayesinde, pazarcılar onları tanır, aldıkları mallarda indirim yaparmış. İndirim kartları yokmuş o günlerde.
- Beş kaplumbağanın, değişime karşı direnen kesimi ve yavaş değişen toplumu temsil ettiği düşünülüyor.
- Dökülen sıva ve duvardaki çatlaklar ise parçalanmaya başlayan Osmanlıyı temsil ediyor. Kırmızı kaftanlı adamımız da sabırla değişimi sağlamaya çalışan, tüm zorluklara göğüs geren bir aydın.
Yorumu, ne olursa olsun, bu çok çarpıcı ve göz doyurucu eserin aslını görmek istiyorum. Pera Galeri’ye yol göründü demektir bu.
10 yorum:
evet evet, en kısa zamanda yapalım bir beyoğlu programı. önce kaplumbağa terbiyecisi'ni görelim, sonra beyoğlu gecelerine akalım !!
bu resmi ilk görüşümü hatırlıyorum.. 4 milyon dolar ödenmişti bu resme. deli para ! ama ir duvar büyüklüğündeki bu resmi görünce nutkum tutuldu. tam karşısına neyse oturacak yer koymuşlar, oturdum ve baktım, baktım, baktım..
gene olsun, gene yaparım.
sevgiler
Müthiş doyurucu bir yazı olmuş bu.Tablonun bunca anlamı içermesi muhteşem bir şey,ama açıkçası senin bu ayrıntılı yazıyı okumasam bunlara yormam neredeyse olanaksızdı.
Hem nüktedan hem çok gerçek, içerdiği mesajlar (hala).
Teşekkürler ve sevgiler.
Bence bu örümcek ağları sarmış sıvaları dökülmüş oda Osmanlı'yı temsil ediyor. Kaplumbağa terbiyecisi ise Osmanlı Hanedanını. O çok parlak, gösterişli, göz kamaştıran kaftanın içinde hala; kendisini duymayan kaplumbağalara ney çalarak aslında kendini eğlendirirken İmparatorluktaki çöküşten bi haber gözü kaplumbağalardan başka bir şey görmüyor.Fakat onlara bile hakim değil bazıları arkadan kaçıyorlar. Bu tabloyu(tabiki taklidini aslını görmeyi gerçekten çok isterim) gördüğümde gözlerimi alamamıştım. Açıkcası renkler süper olmasına rağmen bunun neden bir resme konu olduğunu düşünmekten de kendimi alamamıştım. Bu resim aslında üstü kapalı bir uyarı; tabi ki anlayana. Biz bugün olaylara tarihin süzgecinden bakınca bu uyarıyı görebiliyoruz. Ama yazık ki döneminde bu uyarıyı anlayabildiler mi? Hiç sanmam.
Tabiki tabloyu biliyorum.
Sanırım bilmeyen de yoktur.
Bilmediklerimi yazından öğrendim. Kaplumbağaların değişime direnenleri, terbiyecinin aydını, dökülen sıvaların bitmekte olan bir imparatorluğu temsil ettiğini ve fakir çanağını...
Tşk., tşk, tşk...
Sem cim sagolasin bu aydinlatici yazin icin ;) Umarim geldigimde gorebilme firsatim olur...sembolik akim 19.yuzyilin sonlarina dogru baslayan bir akim...Osman efendinin ne kadar ileri goruslu oldugu ve duygularini ifade etme seklinin kendi zamanina ve mekanina gore ne kadar orjinal oldugunu dusundum ve resmin keske daha buyuk ebatta cekilmis bir ornegi de olsaydi diye de hayiflandim...eminim daha bircok kucuk detay vardir gorulmeyen...enjoy!
Semcim:)
Bir fotografa bakıp bu kadar fikir üretebilmek gerçekten hissetmekten geçiyor ve belli bir birikimde şart...Ben çok resimden anlamıyorum fakat bende senin yorumlarını onaylıyorum bakıp bakıp durdum resime ve ben bu kadarını düşünemezdim dedim:)Hep tablolardan bahsediyoruz onları yorumluyoruz birazda müzikten bahsetsek:)Bir dahaki yazını bu konu hakkında olmasını talep ediyorum:)
Sevgiler güzel kuş:)
Merhaba ,
Verdigin bilgiler cok hosuma gitti , tablonun sosyal icerigini ve mesajini sayende ogrenmis oldum , ne diyeyim insan belki kendini ister istemez bir parca O nun yerine koyuyor , bir seyleri degistirmek icin sabir ve sakinlik gerekiyor , ogrendiklerimle yutkunup ayni zamanda bende bir ögretmen olarak kendimi bir parca daha bilinclenmis hissediyorum . tesekkur ederim ! :))
Selam,
ne zamandır uğramıyordum. Resmin orjinalini görmüş biri olarak yazını çok beğendim. Bir an önce gidin, derim. Adım Fuzuli ama Osman Hamdi Efendinin tablosu hakkında yazdıkların çok gerekli.
Tşk.
tabloyu blirdim ama tabloya hiç sizin anlattığınız gözle bakmadım ayrıca bu kadar sosyal bir içerik içerdiğini tahmin etmezdim.
Sabah işe başlamadan erkenden güzel bilgiler edindim.
küöpek sevgisinden sonra, kaplumbağa terbiyecisi,
teşekkürler,
aslında cemreye katılıyorum. bi tabloya bakıp bu denli fikirler üretmek için hissetmek,deriiin hayal dünyası,yaratıcılık, bağlantı kurma,
yaşanmışlık,okumuşluk gibi bi çok özelliğin birarada olması gerekiyo.
süpersin... :)))
Yorum Gönder