Çekilsem Sahillere Hayaller mi Kursam?
Kiminle konuşursak konuşalım mutlaka bir hayali vardır. İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biri hayal kurabilme özelliği olsa gerek. Bir kedi ya da köpeğin de hayalleri olabilir ama birçok buluş ve icadı, hayalleri peşinde koşabilen insanlara borçlu olduğumuz bir gerçek. Bu özelliğimiz yaratıcılığımızın sınırlarını zorlar, bizi daha önce ulaşılmamış şeylere ve yerlere sürükler.
Asıl amacım resimlerini çok sevdiğim bir ressamdan bahsetmekti. Giriş yapayım derken hayaller üzerine yazar buldum kendimi. Karısı Susan'ın ölümünden sonra hissettiği büyük yalnızlığı bastırmak için 70 yaşından sonra resim yapmaya başlayan Alfred Wallis (1855-1942) bu ressam. Kendisi hiçbir resim eğitimi almadığı gibi, eserlerini de yaşadığı küçük kulübesinde bulduğu kutuları keserek oluşturduğu mukavvalar üzerine yapmıştır. Eğitim almaması, resimlerine masum ve yalın bir ifade vermiş, daha önceden bilinen birçok kuralı alt üst etmeyi başarmıştır.
Gemilerde tayfa olarak geçirdiği dönemden kafasında kalan imajları, zaman zaman da St Ives limanını ve fenerini obje olarak kullanmıştır resimlerinde. Topografik bir hafıza ile yaptığı resimlerde, klasik anlamda kullanılan perspektiflik unsuruna yeni boyutlar getirmiştir.

Şansı (bizim şansımız da diyebiliriz buna) yaver gitmiş, bir gün deniz kenarındaki kulübesinde resim yaparken, zamanın ünlü iki ressamı tarafından keşfedilmiştir. Bu keşfedilme, Wallis'in hayatını değiştirmemiş, birkaç resim satmış, yalnızlığını resimleriyle renklendirmeye devam etmiş ve yoksulluk denebilecek koşullarda St Ives'daki hayatına veda etmiştir. Geride Tate'de dahil olmak üzere yüzlerce resimden oluşan zengin bir koleksiyon bırakmıştır.
Kendi alanlarında belirli bir yere gelmeleri zaman alan iki sanatçı daha geliyor aklıma. Jack Nicholson sanatının meyvelerini 36 yaşından sonra almaya başlamış, Guguk Kuşu ve Shining filmleriyle dünyada tanınmaya başlanmıştır. Wallis'in çağdaşı Stan Laurel ise 1890 tarihinde doğmuş, 1926 yıllarında Oliver Hardy ile çalışmaya başlayıp, yapımcı Hal Roach'ın dikkatini çektikten sonra ünlenmiştir.
Belkide bir şeylere geç kaldım diye üzülmemelidir insan. Her yaşta yaşanacak şeyler, arkasından koşulacak hayaller vardır. Yaklaşan doğum günüm bana bunları yazdırtıyor olabilir. Sizlerle paylaşayım istedim.