6 Eylül 2007 Perşembe

Bir İhtimal Daha Var

İstanbul’da iki Avusturyalı kızın, iki akşam peş peşe aynı kişiye yol sorma olasılığı nedir?

Dün akşam Osmanbey Metro’da beklerken, iki genç kız, bana gelen trenin Taksim yönüne gidip gitmediğini sordu. İkisi de siyah giysili olan kızların biri alabildiğine sade diğeri ise kocaman halka küpeleriyle ‘süslü’ denebilecek birisiydi. İngilizce konuşmasalar Türk bile zannedebilirdim. Kendimi kompartımanın kalabalığına attığım da onları çoktan unutmuştum.

Bu akşam Taksim’den Funikulere binecektim ki bu sefer de İstanbul Modern’e nasıl gidileceğini sordular bana. Gelen trene beraber bindik. Onlara önceki akşam konuştuğumuzu söyleyince önce yüzüme dikkatle baktılar, sonra da gülmeye başladılar. Ben de katıldım kendilerine. Kısa süren yolculuğumuz da bu şehri ne çok sevdiklerini ama yakında veda etmek zorunda olduklarını öğrendim. İndiğimizde yolu tarif ettim. Ayrılırken bana yarın akşam görüşürüz diye şaka yapmaları ikinci bir gülme seansına neden oldu. Vapura bindiğimde yüzümde kalan tebessümü silmeye çalışıyordum hala.

Taksim kalabalığında kızların yol sormak için tekrar beni bulmasını çok düşündüm. Casablanca filminden Rick’i hatırladım. Paris’teki kısa tanışmalarından sonra hiçbir haber alamadığı ama hala sevdiğini düşündüğü İlsa’nın barından içeriye girmesi üzerine ‘Dünyada o kadar bar varken, gelip benim barı buldu’ demesini anımsadım. Bu karşılaşmaların hayatımızda ki payı düşündüğümüzden çok daha fazla olabilir. Her ne kadar tesadüflere inanmak bana cazip gelse de yaşanan şeylerin aslında o kadar da tesadüfi olmadığını da düşünmüyor değilim.

İş çıkışı yaşadığım bu olay, bir yıl önce gittiğim İstanbul Modern’i hatırlattı bana. Çok eğlenmiş, antrepodan galeriye çevrilen bu aydınlık binada sergilenen rengahenk eserlerle ruhumun doyduğunu hissetmiştim. Sadece balkonundaki nefis boğaz manzarası için bile gidebilecek bir yer olarak kalmış aklımda.

O gün birde, o özgürce kullandığı çizgi ve renkleriyle canlandırdığı berberler, cazcılar, sokaklar ve insanları ile Fikret Mualla’yı keşfetmiş, tekrar gelirim diye söz vermiştim kendime.

Gitmeyi bırak galerisinden aldığım resimleri bile çerçeveletip duvara asamadığım düşünülürse, bu tatlı tesadüf için, kızlara tekrar karşılaştığımız da teşekkür etmeliyim. Yarın akşam karşılaşma ihtimali nedir bilemiyorum ama ikisinin de siyahlar içinde olmasına rağmen, birinin neden o kadar süslü göründüğünün sırrını çözerim belki.

13 yorum:

gülçin dedi ki...

ikisi de siyahlar içinde ama biri daha süslü öyle mi? hmm, biri pulludur :) ya da takıları vardır. takı bir kıyafeti bir anda değiştiriveriyor. istanbul modern'i ben de çok severim. perşembeleri giriş ücretsiz, üstelik o akşam saat sekize kadar açık. sinemalrı da var, galiba bu ay ferzan özpetek filmleri var. çok da güzel bir internet sayfaları var, artık üşenme yani :)

Ori dedi ki...

Sem, bunlar ajan walla! Aksama yine görürsün zati ve sana Kadıköy iskelesini soracaklar. Bak göreceksin. Yalnız bu ajanların kimin adına çalıstıklarını bilmiyorum. Ya ing. kraliçesi yolladı ya da şu ing. ressam varya, hani Rodi'yi bulan, işte onun adına olabilir.

Ori dedi ki...

Aksama kadıköyü sorduklarında parolayı sor. Ne hakla falan derlerse F. Muaalla de ve kaybol kesin FBI den bunlar. Londra köprüsü derlerse sende ay yıldız de geldikleri yere yolla:)
Parola Rodi ise bilki hafiye pardon ressam kadının elamanları bunlar. Ee sarıl öp yani ne duruyon:))

Adsız dedi ki...

sem siten polisiye romanlarına döndü:)hakkaten bende kıllanmadım değil:)kesin bi iş var bu işin içinde...orinin dediğini yapmanda yarar var.eheh peki bu kızların bi tanesi süssüzde diğeri neden süslü:)

Adsız dedi ki...

hehehehehe elbetteki onlar ing.den Ori cim...

Adsız dedi ki...

yok canim nerden cikmis onlar ajan diye, olsa olsa iki minik uye, nerden mi? Uye olduklari kurulusun adi mi? soylemem, siz tahmin edin!

Unknown dedi ki...

Site değilde yorumlar polisiyeye dönüşmüş:))Eğer bu kızlar ajan ise neden gelip Sem ile konuşmuşlar diye merak ettim önce.Sonra parola ilgili yazılanları okuyunca, aslında uzaydan geldiklerine ve o civarda Sem'e benzer birini bulmakla görevlendirildiklerine ama o kişiyi bulmakta zorluk çektiklerine karar verdim. Belkide kontak kuracakları kişi bizim bilmediğimiz bir nedenden dolayı ortalıkta yoktu ve bu kişi Sem'e benzediği için Sem'le konuştular. Yada Sem'in bize anlatmadığı birşyler var:)))Kızların ikisininde siyahlar içinde olması, tek tip giyinmeleride bu teoriyi güçlendiriyor. Ben olsaydım kızlara yolu tarif ettikten sonra onları takip ederdim. Böylelikle ajan olup olmadıkları hakkında bilgi edinirdim:))

Unknown dedi ki...

İsimsiz, nasıl oluyorda bu Avusturyalı kızlar İngiltereden oluyor?Anlamakta zorlanıyorum. Biraz açıklayabilirmisiniz?

Sem, sen İstanbul Moderne ikinci defa gidemediğin için üzülüyorsun.Ben hiç gitmedim.Gülçin'in yazdıklarınıda okuduktan sonra kesinlikle gitmeye karar verdim.Fikir verdiğin için teşekkürler.

Adsız dedi ki...

Evet, Nesli'nin teorisi daha doğru galiba uzaylı olmaları daha akla yatkın. Sem'i ve benzerlerini arıyor olabilirler.
Neyse, neyse şimdi doğru İst. Modern'e....

Unknown dedi ki...

Sem zamanlaman daha harika olmazdı:))Pakistanlı Hamra Abbasın İstanbul Modernde İstanbul Bineali dahilinde sergilediği Aşk Dersleri adlı çalışmasının parmağı koparılmış.Hemde işaret parmağı! Şimdilik kimin zarara yol açtığı bilinmiyor ama eserlerinin içeriği dolayısıyla Hamra Hanım zaten tepki görmeyi bekliyormuş.Başka yerleri koparılmadan gidip görmek lazım.

Adsız dedi ki...

Sem cim ve diger arkadaslar umarim parmak vs bilimum cikintilar koparilmadan gidip sergiyi gorebilmissinizdir...Ingiltere den gittikleri dusunulen Avusturyali kizlari tekrar gorebildin mi merak ettim ;) boyle tesadufler bazen hos olabiliyor...dunya kucuk diye dusunulebiliyor ama baksana kizlarimiz bu dunyadan degilmis sanirim ;) o zaman da benimle ne isleri vardi diye dusundurebilirler tabii :)) neyse cok gevezelik yaptim ;) Fikret Mualla yi da sayende ogrenmis oldum, sagol! xxx

Adsız dedi ki...

Bu arada Sem cim su iki kedinin turkuaz kapinin onunde dinlendikleri resim cok hosuma gitti, hep gozumu aliyo ;) sen mi cektin?

Adsız dedi ki...

Sem cim o alinan notlarin roman olmasini beklemeden yaz birseyler de ozlemimizi giderelim :) xxx